18 Ağustos 2010 Çarşamba

Tekinsiz

Her insan bir hikayeye ihtiyaç duyar.
Başkalarının dinlemek isteyeceği, ilginç bulacağı, önemseyeceği bir hikaye.
Kendini haklı çıkaracağı, tüm yaşananları bir sebebe dayandırabileceği, anlam yaratabileceği bir hikaye. Yarattığı anlama kurban olunacak bir hikaye.
Bir kahramanlık öyküsü.
Oysa herkesin bir hikayesi vardır zaten. Ama bazıları hikayedeki rolünden hoşnut değildir. Kimileri hikayelerinin kitap olsa milyonlar satacağını düşünürken, kimileri yeni bir hikaye yaratabilmek için yollara koyulur.
Kimsenin dinlemediği bir hikaye aslında yoktur onlara göre.

Herkes bir izleyiciye ihtiyaç duyar.
Onu izleyecek değerli bulacak, önemseyecek hak verecek. Bazıları için bir kişi yeterlidir, bazılarına onlarcası yetmez. Bazıları sevilmeyi umarken, bazılarına tanınmak bile yeter, nasıl tanındığı önemli olmandan. Kişinin tatmin edemediği ihtiyaçlarıyla yol alır arzuları.

Güzellik yarışmalarını, Guinness rekorlar kitabını, porno sektörünü, çoğu zaman tv sektörünü, başlangıcında değilse de son dönem web sözlük oluşumlarını ayakta tutan en önemli şey, insanoğlunun içindeki önemsenme, tanınma, arzusudur.

İzlenebilme ihtimalleri arttıkça, izlenebilme arzusu daha da artıyor. Doyumsuz bir arzu bu. Ne kadar çok insanın hayatında görünüyorsanız, facebookta ne kadar arkadaşınız, twitterda ne kadar takipçiniz varsa, o kadar çok başkasının hayatı üzerinde etkiniz olduğunu düşünüyor bunu güç sanıyorsunuz.

İşte Chuck Palahnıuk'un Tekinsiz isimli romanının konusunun temelinde yatan bu arzu.
Bir grup insan, gördükleri bir ilan üzerine, büyük bir edebi eser yaratma arzusuyla herşeylerini bırakıp 3 aylığına inzivaya çekilmek için bir adamın peşine takılırlar. Fakat gittikleri yerde, yeni özgün bir eser yaratmaktan çok, kendi hikayelerine kendi acılarına yoğunlaşırlar. Geçmişte yaşadıkları acıların hesabını sorabilecek bir hedef bulamamaları, onları kurgulanacak yeni acılar yaratmaya, üstüne yükleyip bedelini ödetebilecekleri yeni hedefler bulmaya yöneltir.
Ve anlatabilecekleri bir hikayeyi yaşayarak yaratabilmek için, biraz ün, biraz para, bir anlam için insanlıklarının sınırlarını zorlamaya başlarlar. Kurgulanmış bir drama yaratmak isterken, dramın kendisi olurlar. Sahte bir gerçeklik, bir simülasyon evreni yaratmaya çalışırken, yaşadıkları gerçeğin kendisine, simulakra dönüşür.
Hikaye eski bir tiyatro binasında geçiyor, kurgulanan evrenler konusu için mükemmel bir gönderme. Kitabın içinde kitle iletişim araçlarının yarattığı anlamların etkisine, bbg evlerine, aynı zamanda hem öğretilip hem çarpıtılan ahlak anlayışlarına mükemmel göndermeler var.
Kitap üçerli bölümlerden oluşuyor; bir kahramanın tiradı, kendi hikayesi ve ana bölüm, diğer bir kahramanın tiradı, kendi hikayesi ve ana bölüm şeklinde. Farklı ve zorlayıcı hikayeler bütünü. Zorluyor çünkü, hayatınızda hiç düşünmediğiniz sorular, şahit olmadığınız şeyler okuyorsunuz. Kimi hikaye tiksindiriyor, kimi hikaye sarsıyor. Kitabın genelinde kelimenin tam anlamıyla bir tekinsizlik hakim. Hikayenin akla zarar yaratıcılığıyla beraber kitabın kurgusu, detayların başarısı, betimlemelerin etkisi, tiradların şiirselliğiyle, Tekinsiz tam anlamıyla bir başyapıt.
Son olarak İftira Kontu'nun şiirinden bir kaç mısra:

"Gömleğinin cebinde her kelimeyi kaydeden kayıt cihazının küçük kırmızı ışığı yanıp sönüyor,
Kont "Kim daha aptal? diye sorarken.
Hayata yeni bir anlam katmayı reddeden muhabir mi?
Yoksa bunu isteyen,
Bir yabancının kelimeleriyle sunulmuş bu anlamı kabul etmeye hazır 
bekleyen okur mu?"

3 yorum:

  1. Chuck Palahniuk'un tüm kitaplarını klişe tabirle bir solukta okudum. Tekinsiz'i ise biraz gecikmeyle, dün gece bitirdim. Yazarın kitapları "okuduğunun konusu ne" diye soran birisine hiçbir zaman layıkıyla anlatılamayacak kadar farklı, sıradışı ve cesur.
    Yazınız ise Tekinsiz hakkında içerdiği çok yerinde tespitlerle okuyan-okumayan herkese net bir çerçeve sunuyor.

    YanıtlaSil
  2. Yazarın tarzının benzersizliği konusunda size katılıyorum. Çerçeveleyip, isimlendirebileceklerimizin çok ötesinde.
    Yorumunuz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  3. Bir de Dövüş Kulübü ve Ölüm Pornosu incelemesi yapsanız güzel olur :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...