26 Ağustos 2010 Perşembe

Azil

Hakan Günday'ın Azil adlı eseri, kapağında da yazdığı gibi deha ve delilik arasında seyreden bir hayatın öyküsü. Yeraltı edebiyatı olarak sayılsa da bence fantastik bir öykü. "Kinyas ve Kayra" adlı romanında da aynı sürrealist koku vardı. Doğan Kitap'dan çıkıp yeraltı edebiyatı sayılması da ironik bir durum. Ama ayrı bir tartışma konusu olduğundan hiç o konuya girmeyeceğim.

Hakan Günday romanlarını aforizmalarla fazlaca süslediğinden edebiyat çevrelerince tartışılıyor son zamanlarda. Ben açıkçası romanın, düz, uzun bir hikayeden öteye gitmesini, düşündürmesini, derinlerde gezmesini, akılda kalıcı cümlelerle dolu olmasını severim. Lakin bir romanda aforizmalara gereğinden fazla yer vermek, hikayeden uzaklaşma tehlikesini de beraberinde getirir. Bu riski aldığınızda güçlü, iyi kurgulanmış bir hikayeye sahip olduğunuzdan emin olmalısınız ki; romanınız birdenbire denemeye dönüşmesin. Hakan Günday son kitabı "Ziyan"da bu sınırı biraz aşmış gibi gözüküyor. Tabi "Ziyan"a yeni başladığım için bu konuda kesin konuşmak istemiyorum.

Dönelim Azil'e. Azil, şaşırtıcı, etkileyici bir eser. Kimi zaman hikayeden gereksiz uzaklaşıldığı düşüncesine kapılıyor olsanız da, bir yerden sizi yakalamayı başarıyor. Sonuçta delilik ve dahilik hep ilgi çekici öğeler olarak yer almıştır edebiyatta.

Delilerin ve dahilerin ortak özelliği; detaylarla uğraşmalarıdır.
Dehalar detaylarla başarıya ulaşır.
Deliler detaylarda boğulur.

Delilerin ve dahilerin ortak özelliği; kendi koydukları kurallardır.
Dehalar kurallarla kendini dizginler.
Deliler koydukları kuralların altında ezilir.

Delilerin ve dahilerin ortak özelliği; beyinlerinin çok hızlı olasılık üretmesidir.
Dehalar bu olasılıklarla yaratırlar.
Deliler bu olasılıkların arasında kaybolurlar.

İnsanoğlu düşünmekte özgürdür. Sürüden ayrılıp kendi yolunu çizebilme ya da kendi yolunda kaybolabilmekte özgürdür.
İnsanoğlu düşüncesini susturmakta özgürdür. Sürüdeki yerini koruyabilme, sıradanlaşma hakkını koruyabilme ve onun altında ezilmekte özgürdür.

Ve Azil'den bir paragraf:

"İnsanlık tarihi, kutsal olanları anlatır. İnsanlık tarihi, doğurtanları anlatır. Tarih, insanlık rahmine düşmüş peygamberleri anlatır. Azledilenlerin tarihini anlatansa, Asil'in hayatıdır. Çünkü hepsinin laneti aynıdır: Düşünmek. Çünkü hepsinin alınyazısı aynıdır. Düşünüyorum, öyleyse varlığımı yok edebilirim."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...