27 Nisan 2013 Cumartesi

Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şöförü


Herkesin kaybolmaya ihtiyacı vardır.
Kaybolmak için bir nedene, kaybolacağı bir köşeye, o köşeden geçiş yapabildiği bir evrene. Ben bu kitapta o evreni buldum. Okurken kayboldum.
Etgar Keret'ın harikalar diyarı, yüzeylerden başlıyor, gittikçe derine en derine iniyor.  1'i kısa, 1'i uzun 22 hikaye. Uzun olan Kneller'ın Mutlu Kampı, Wristcutters: a love story ismi ile kısa film olarak filme uyarlanmıştır.
Kitabı Siren yayınlamış, Avi Pardo çevirmiş. 
Daha önce yazarın Filistin'li yazar Samir El-Youssef ile birlikte yazdıkları Gazze Blues adlı kitabını okumuştum. Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şöförü de Gazze Blues gibi tek lokmalık. Ama daha fazla nefes kesiyor, ve eminim ki içindeki bazı hikayeleri unutmam mümkün olmayacak.
Kitabın arka kapağına Siren, The New York Times'ın kitap için söylediği "Kahkahalarla Güldürüyor" cümlesini yapıştırmış. Ben kahkaha atmadım, gülümsemişimdir bir yerlerde belki ama kitabın kahkaha attırma gibi bir özelliği yok. Kara mizah olarak bilinse de daha çok büyülü gerçeklik tarzına giriyor, ki en sevdiğim edebi akımlardan biridir. Gerçekle fantezinin arasındaki çizginin ya da aslında ne olduklarının, okurken benim için hiç anlamı yok. Önemli olan hissettirdiği ve Keret hissettirmiş, aforizmalar yaratacak kadar, derinlere inmiş. Hayranlık uyandırıcı bir hayal gücü ve sade bir anlatım. 
Hikayeler arasında beni en çok etkileyeni "Borular" isimli olanı. O yüzden alıntımı onun içinden yapacağım; belki bu sefer daha uzun ama kısaltmaya kıyamadım, kaybolacağımız köşelerimizi icat edebilmek dileğiyle ;

"Şimdi bir meleğim galiba. Yani kanatlarım var, başımın üzerinde de bir hale. Benim gibi yüzlerce insan var burada. İlk geldiğimde herkes yere çömelmiş benim bir kaç hafta önce boruya yuvarladığım misketlerle oynuyordu.
Cennet'in hayatlarını iyilik yapmaya adamışların yeri olduğunu sanırdım, ama öyle değilmiş. Tanrı böyle bir karar vermeyecek kadar merhametli ve müşfik. Cennet dünyada gerçekten mutlu olamayanların yeri. Bana buraya kendilerini öldürerek gelenlerin hayatlarını tekrar yaşamaları için dünyaya geri gönderildiklerini söylediler, çünkü ilk seferinden hoşnut kalmamaları ikinci seferinde uyum sağlayamayacakları anlamına gelmiyor. Ama gerçekten uyum sağlayamayanların sonunda geldikleri yer burası. Hepsi değişik yollardan gelmişler cennete. 
Buraya Bermuda Şeytan Üçgeni'nin belli bir noktasında uçağa takla attırarak gelen pilotlar var. Mutfaklarındaki dolaplara girerek gelen ev kadınları var. Sırf içlerine girip buraya gelmek için uzayda topolojik bükülümler keşfeden matematikçiler var. Şayet orada çok mutsuzsanız ve birileri size ciddi bir algı sorununuz olduğunu söylüyorsa, buraya gelmek için kendi yolunuzu bulmak zorundasınız. Bulursanız lütfen bir deste iskambil kağıdı getirin, çünkü misketten gına geldi."
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...