8 Kasım 2015 Pazar

Bazuka

Kapitalizmin mantosunu giymiş, umarsız adımlarla dolaşan bir devdir modernite. Göğün tavanını süslü bir örtüyle kapatıyor da, bir floresan lamba yakıyor sanki. Bütün oksijeni emmiş emmiş de sadece ciğerleri değil tüm bedeni şişmiş.

Az oksijenle yetinmeyi bileceksin modern zamanda, az samimiyetle, az dostla, çokça malla. Belki bolca kitapla ama Uyurkulak'ın "Tutkular Kitaplığı" öyküsünde bahsettiği gibi;

"Okudukça zevkleriniz incelir, daha tuhaf, daha rafine kitaplara, yazarlara el atmaya başlarsınız, bu meşgale sırasında muhtemelen hayat gailesi bakımından dibe doğru kaymaktasınızdır. Okuduklarınızı, müstesna olduğunu düşündüğünüz satırları birilerine anlatmak istersiniz, zira şahsa mahsusun hazzı kısa sürer, ömrü uzun olan paylaşmaktır. Fakat ortalığı her zamanki gibi kaba saba kelimeler, düşük cümleler işgal etmiştir o gürültüde sizi kimse duymaz. Okumak hem bir hayat başarısızlığının, ki unutmayın okumak mağlupların işidir, hem de derin bir yalnızlık hissinin sebebi olup çıkmıştır. Okuduğunuz onca kitabı, hayatınızı yatırdığınız o zorlu ve hassas meşgaleyi mezara götüreceğinizden korkmaya başlarsınız. Ve siz de bilirsiniz ki yalnız ölmek zordur. Arkanızda mutlaka bir kaç müttefik, bir kaç şahit bırakmak istersiniz."

Bazuka bir solukta okunabilen bir hikaye kitabı. Dokuz adet öyküden oluşan ince bir kitap. Yazarın önceki iki kitabı gibi Metis'ten çıktı. Yukarıdaki alıntı ilk hikaye "Tutkular Kitaplığı"ndan. Kendisi Reha Mağden'in "Yazgıların Tableti" kitabına nazire olarak yazılmış. Hemen hemen bütün öyküleri dergilerde ve farklı projelerde kullanılmış, hatta bir kısmı başka yazarlarla ortak yazılmış. "Kurtuluş On İki" gazeteci Ulaş Gürpınar'la, "Derviş" Ersan Üldes'le, "Kuş Yuvası" Aslı Ilgın Kopuz'la birlikte yazılmış. Açıkçası diğer yazarla ortaklaşa yazdıkları öyküleri kendi adıyla yayınlanmış bir kitaba almasına ben anlam veremedim. Ayrıca Tol'ü okurken duyduğum keyfin onda birini bu kitapta duyamadım. "Kırmızı" isimli öyküyü ayrı tutuyorum. Çünkü "Kırmızı" insanın ruhuna minik bir iğne darbesi atıp titretebilecek başarılı bir öykü.

"Çocuklukla yaşlılık arasındaki dönem araf misali; kitabesi ağır mesailerle, küçük hesaplarla, kesif mutsuzluklarla yazılan bir mezartaşının gölgesinde azap gibi boktan hayatlar."

Sonuç olarak Murat Uyurkulak bence son dönemin en samimi, en derin anlatımlarına sahip bir yazar ve Bazuka da okunmaya değer bir kitap.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...